Eskişehir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Yılmaz Karaca: Şu anda Türkiye’de 8 bin civarında işsiz gazeteci var
13.01.2023 16:13

Eskişehir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Yılmaz Karaca: Şu anda Türkiye’de 8 bin civarında işsiz gazeteci var


Haber Üsküdar – Aybike Yıldız

Üsküdar İletişim’de verilen Yerel Gazetecilik dersi kapsamında Eskişehir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Yılmaz Karaca ile bir röportaj gerçekleştirdik ve kendisine Eskişehir’de gazetecilik hakkında sorular yönelttik.

Kendinizi tanıtır mısınız, kaç doğumlusunuz? Hangi okul mezunusunuz, gazeteciliğe ne zaman, hangi medyada ve hangi görevle başladınız?

1953 yılında Emirdağ ilçesinde doğdum. Babam Ethem Karaca’nın 1968 yılında kurduğu Milli İrade gazetesinde lise döneminde basın mesleğine başladım. 1981 yılında Eskişehir Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu’na seçildim. Bu arada Belediye Meclis Üyeliği, Eskişehir Sanayici ve İş adamları Derneği yönetimi ile Ticaret Odası Meclis Üyeliği, Eskişehirspor Eğitim Vakfı görevlerinde bulundum. Eskişehir Milli İrade gazetesini 2000 yılına kadar yönettim, 2004 yılında Eskişehir’de Anadolu gazetesini kurdum.

1986 yılından bu yana Eskişehir Gazeteciler Cemiyeti Başkanlığını yürütüyorum. Anadolu Spor Gazetecileri Derneği, Türkiye Gazeteciler Federasyonu ve Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Vakfı, Eskişehirspor Vakfı, Eskişehir Ticaret Odası Vakfı ve Emirdağlılar Derneği kurucuları arasında yer aldım. 1997 yılından bu yana Türkiye Gazeteciler Federasyonu yönetiminde aralıksız olarak görev yapıyorum.

Halen Türkiye Gazeteciler Federasyonu Genel Başkanlığı, Türkiye Gazeteciler Cemiyetleri Basın Vakfı Başkanlığı, Eskişehir Gazeteciler Cemiyeti Başkanlığı, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği, Basın Konseyi üyeliği görevini sürdürüyorum ayrıca çeşitli basın ödüllerinin de sahibiyim.

Halen başkanlığını yaptığınız Gazeteciler Cemiyeti’nin tarihçesi hakkında bilgi verebilir misiniz? Ne zaman kuruldu, şimdiye kadar neler yaptı? Amacı ne? Kaç üyeniz var? Son olarak da Cemiyet olarak neler yapıyorsunuz?

Eskişehir Gazeteciler Cemiyeti 1952 yılında Abdurrahman Ünügür, Celal Kağnıcıoğlu, Abdülkadir Gürol, Ruşen Mamuh ve Feyyaz Arsezen tarafından o zaman belediyenin karşısında bulunan Şehir Kulübü’nde toplanılarak kuruldu. Cemiyetin ilk merkezi ise yine o zamanki Sakarya gazetesinin idaresindeydi ve yönetim kurulu toplantıları orada yapılıyordu. Cemiyetin kuruluşunu takiben yaptığı ilk genel kurul sonunda Abdurrahman Ünügür’ü başkanlığa getirdi. Kuruluşundan kısa bir süre sonra bir kriz içerisine giren Cemiyet uzun yıllar belli bir aktivitede bulunamadı. Zaman zaman yine kişisel çıkarlar nedeniyle Gazeteciler Cemiyeti karşısında bazı dernekler kuruldu, ancak bunlar uzun ömürlü olmadı. 1978 yılından itibaren Cemiyet üyesi olan ve olmayan idealist gazeteciler cemiyete aktivite ve kişilik kazandırmak amacıyla, mücadeleye girişerek 1979 yılında mahkeme kararıyla olağanüstü genel kurul yaptılar ve yönetimi ele aldılar. Gazeteciler Cemiyeti bu tarihten sonra İsmail Alkılıçgil başkanlığında göreve gelen yönetim kurulu ve onları destekleyen idealist gazetecilerle yeni bir hüviyete bürünerek, Eskişehir’deki tüm gazetecileri bünyesinde toplayıp, Cemiyet’e kiralık da olsa bir merkez kazandırdılar. 1981 yılında Hüsnü Arslan başkanlığında Yılmaz Karaca, Bülent Özyazıcı, Gönül Öktem, Orhan Ilgaz’dan oluşan yönetim kurulu aldığı bayrağı daha da yükseklere çıkarmak amacıyla çalışmalarını sürdürdü. Ve BAYRAM gazetelerini düzenli olarak çıkararak, elde ettiği gelirle Köprübaşı mevkiinde bulunan 100 metrekarelik daireyi Cemiyetin mülkü olarak aldılar. Eskişehir Gazeteciler Cemiyeti, İstanbul ve Ankara’dan sonra kendi mülküne sahip ender cemiyetler arasındadır.

1986 yılında Başkanlığa seçildim. Daha sonraları Gazeteciler Cemiyeti yönetim kurulu olarak, çeşitli sosyal faaliyetler ve üyelerine yaptığı maddi, manevi desteklerle çalışmalarımızı sürdürdük. Bu süreçte ayrıca gazetecileri teşvik etmek amacıyla mesleki yarışmalara önem verdik. Medya Başarı Ödülleri adı altında Eskişehir’deki gazetecilerin katılımıyla yarışmalar düzenledik. Bu yarışmalarda ödülleri belgeleyen plaketlerin yanı sıra çeşitli hediyeler de verildi.

Eskişehir Gazeteciler Cemiyeti, cemiyetlerin örgütlenmesinde de büyük rol oynadı. 1997 yılında Türkiye Gazeteciler Federasyonu’nun kurulmasında aktif görev aldı ve kurucular arasında yer aldı. 2015 yılında yapılan Federasyon Genel Başkanlık seçiminde Genel Başkan görevine seçildim. Eskişehir Gazeteciler Cemiyeti olarak şu ana kadar yaptığımız hizmetlerin en büyüklerinden biri de ‘’Eskişehir Basın Tarihi’’ kitabımızdır.

Eskişehir Gazeteciler Cemiyeti çalışmalarını, gazetecilik mesleğini daha üst seviyelere çıkarmak, gazetecilerin haklarını korumak için sürdürmektedir.

Cemiyet Başkanlığını yaptığınız şehrinizde gazetecilik faaliyetleri hakkında bilgi verebilir misiniz? Kaç basılı gazete var, kaç bağımsız haber sitesi var? Şehrinizdeki gazeteciliği nasıl değerlendiriyorsunuz?

Ben Eskişehir Gazeteciler Cemiyeti başkanıyım ve aynı zamanda Türkiye Gazeteciler Federasyonu genel başkanıyım, bu nedenle şanslı bir öğrencisiniz çünkü gazetecilikle ilgili hemen hemen işim gücüm bu. Türkiye geneline baktığımız zaman Eskişehir'de gazetecilik gerçekten iyi durumda, burada günlük çıkan gazete sayımız 8, televizyon kanalı sayımız 2, çeşitli internet sitelerimiz ve radyolarımız var yani iller arasında bir ortalama yaparsak Eskişehir gazeteciliği iyiler arasında çünkü kadrolarımızda iletişim mezunlarına yer veriyoruz. Şu anda Eskişehir'de 20 civarında iletişim mezunu arkadaşımız bizlerle çalışıyorlar.

Şehrinizdeki medya kuruluşlarının temel sorunları nelerdir? Bu sorunları çözmek için neler yapılmalıdır? Cemiyet olarak bu konuda çalışmalarınız var mı?

Tabii ki biz hep Anadolu basınına odaklanmış durumdayız. Anadolu basınının sorunları çok, örneğin gazetelerin ilan sorunları var. Resmi ilan sorunlarını nihayet bu ayın içerisinde çözdük ve resmi ilanlara yüzde 101 zam aldık, bu ne demektir, Eskişehir’de günlük olarak çıkan gazetelerin tamamı yani bundan sonra 1 Ocak’tan itibaren ayda 50.000 TL ilan alıyorsa 100.000 TL civarında ilan alacak durumda. Bunun dışında televizyonların sorunları çok büyük, 100 bin liranın üzerinde bir uydu bedeli ödeniyor ki gazetelere verilen bu destek maalesef televizyonlara ve radyolara verilmiyor yani bizim amacımız şu anda internet yasası da çıktığına göre bizim amacımız mutlaka radyo ve televizyonlara da bir devlet desteğinin verilmesi yönünde. Şimdi bu tabii ki gazete sahibi, televizyon sahibi, işte internet gazetesi sahibi sorunları var bunları çözmeye çalışıyoruz. Bugün ülkemizde en büyük sorun gazete çalışanlarının sorunu. Biz gazetede çalışan medya mensupları mutlaka özel bir yasaya korunmalı ve devlet karşılıksız bir destek vermeli diye düşünüyoruz. Eskişehir Gazeteciler Cemiyeti ve Türkiye Gazeteciler Federasyonu genel başkanı olarak bu konuyla ilgili çalışmaları sürdürüyorum. İletişim mezunu olan arkadaşlarımız ister istemez bu mesleğe girmekte şüpheleniyor, neden şüpheleniyor, şu anda Anadolu'nun birçok ilinde arkadaşlarımız asgari ücret dahi alamıyor düşünün, asgari ücret ayarlanıyor bu konular tabii benim dile getirmem dolayısıyla medya patronları bana kızıyorlar ama çünkü gazete sahibi, televizyon sahibi olmazsa işçi olmaz ama işçi de olmazsa gazete olmaz, televizyon olmaz bu konuları birlikte, beraberlik içerisinde çözmek için mücadele etmek zorundayız. Biz Türkiye Gazeteciler Federasyonu olarak bunun mücadelesini  yapıyoruz, gerek iktidar partisi gerek muhalefet partisi, destek verilmesi konusunda illerin oda başkanlarına belediye başkanlarına ilan desteği verilmesi konusunda çalışmalarımız var, yani çok kötü demeyelim, iyiye doğru gidiş var ama biz bu imkânları yaratırken gazete sahiplerinin de mutlaka ve mutlaka çalışan arkadaşlarımızın maaşlarının iyileştirilmesi için çaba göstermeleri gerektiğine inanıyoruz, bu konuyla ilgili de arkadaşlarımızı uyarıyoruz.

Şehrinizdeki medyanın olumlu yönleri nelerdir? Halk gazetecilere nasıl bakıyor? Takdir ediyor mu?

Tabii biz Eskişehir’de Türkiye ortalamasına göre halkın takdir ettiği bir basına sahibiz, yani canlı bir basınımız var, halkla iç içe bir basınımız var, bu yeterli mi, bana kalırsa yeterli değil, halka biraz daha fazla gitmek, halkın sorunlarını, sanayicinin sorunlarını, iş adamının sorunlarını biraz daha ön plana getirip yetkililere duyurmak zorundayız. Yani bu olay Eskişehir'de üst düzeyde, daha iyi olmaz mı, olur tabii ki. Bizim amacımız sadece Eskişehir'de değil tüm Türkiye'de halkın beğenisini kazanan bir basın, Eskişehir'i örnek gösterirsek bu Türkiye'de en yüksek düzeyde halkın beğeni kazandığı bir şehir burası, diğer illerin de Eskişehir'e yaklaşması ve Eskişehir’i bile geçmesi dileğimiz, ben yapmış olduğum Türkiye genelindeki tüm toplantılarda Eskişehir basının bilinçli ve halkla iç içe olduğunu valla söylüyorum yani böyle bir şehirden işte böyle bir federasyon başkanı çıkar diyorum, bu da kaliteden ileri gelir yani biz tabii yıllarca Anadolu basınının sorunlarını bildiğimiz için, çalışanların sorunlarını bildiğimiz için, işverenin yanında da olmamız mümkün değil. Bazı gazete sahipleri biraz bize tepki gösteriyorlar. Eskişehir'de 100 civarında üyemiz var, bunun sadece 10 tanesi medya patronu, diğerleri gazete çalışanı, o nedenle biz sendika değiliz ama çalışanların da sorunlarının çözümü bizim için ve basının geleceği için çok önemli.

Basın Kanunu ile gazeteciliği ilgilendiren bazı kanunlarda son yapılan değişiklikler hakkındaki değerlendirmeleriniz nelerdir? Yasa değişikliklerinin olumlu ve olumsuz yönleri hakkında değerlendirme yapabilir misiniz?

Şimdi basın yasası esasında genel anlamda uygulayıcılar iyi niyetli olursa bazı eksikler olsa da basın yasası hiç yoktan iyidir diye düşünüyorum ancak basın yasasının içerisine internet gazeteciliğinin sokulması esasında doğru bir yaklaşım değil. Şimdi bugün televizyonun yasası var radyonun yasası var gazetelerin basın yasası var yani içeriye gelip internet yasasını neden soktular, bu olayda bu yasanın en kötü tarafı budur, mutlaka internet medyasının da ayrı bir yasası olması lazım tabii ki orada da hükümetin yapacağı bir şey var işte internet gazetelerine basın ilanı vermek amacındalar, bununla ilgili de yine bir bekleme süresi, yine bir kadro zorunluluğu, yani bir istihdam yaratacaksın, personel çalıştıracaksın diyor yani 6 tane kadro olacak. Şimdi büyük bir ihtimalle internet için 4 tane kadro geliyor 3 veya 4 şimdi bu belli ölçülerde bizim istediğimiz şu, emekli gazetecilere kadrolarda yer verilmemesi, tabii bunu söylediğimiz zaman bir tepki alıyoruz. Mutlaka ve mutlaka bekleme süresi olmaksızın en az yarısının iletişim mezunu yarısının da mutlaka çalışan bir gazeteci yani basın kartlı bir gazeteci, basın kartı şartı getirilmesini istiyoruz.

Böyle olduğu zaman gerçek istihdam  olacak. Mesela bizim burada 20 civarında emekli arkadaşımız var, şimdi diyorsun ki gel seni kadroda göstereyim, sana maaş da vermeyeyim, şimdi kadroyu meşgul ediyor o zaman ne oluyor, oraya 3 tane emekli getirdiğin zaman 3 kişinin ekmeğine engel oluyorsun. Arkadaşlarımız bize kızıyorlar ama ben diyorum ki devlet neden veriyor parayı bize, personel çalıştır diye veriyor, emekli kişiyi çalıştır diye vermiyor ki. Şu anda yönetmenlik hazırlanıyor, bu yönetmeliğe tabii müdahale ediyoruz, ben kendilerine şunu söyledim, en az yarısının iletişim mezunu yarısının basın kartlı çalışan gazeteci olması şartının koyulmasını istiyoruz biz ve bunda da kararlıyız. Şu anda Türkiye’de 8 bin civarında işsiz gazeteci var.

Yerel medya yaygın/ulusal medyaya göre daha mı özgür yoksa daha mı kısıtlı?   

Şimdi ben şuna inanıyorum. Türkiye’de maalesef son 15-20 yılda  yaygın basın tekelleşmeye gitti, yani eskiden işte bir iktidar yanlısı, bir iktidar yanlısı olmayan, bir de çok objektif basın vardı, şimdi yüzde 85 iktidar yanlısı yüzde 15 muhalefet, yalnız şimdi muhalefet yanlısı olmak iktidar yanlısı olmak bazı haberleri yayımlama hakkını kimseye vermiyor. Örneğin muhalefet partisinin yapmış olduğu bir mitingde 100 binler var bunu görüyoruz televizyonlarda ama iktidara yakın gazeteler ertesi gün bunu küçücük tek sütuna bir haberle 10 bin kişi toplayamadılar diye veriyor şimdi insanların gördüğü bir olayı bu kadar gizleyemezsiniz, yani şu anda yaygın basında talimatla gazetecilik yapılıyor, onların artık özgürlükle falan ilgileri yok, talimat gazeteciliği çıktı, talimatla gazetecilik yapıyor yani yaygın basının durumu bu. 

Yerel basına gelince, yerel basının özgürlük yönünden çok büyük bir baskı gördüğüne ben inanmıyorum, yani diyorlar ki işte basında özgürlük yok, hayır Anadolu basınında eğer siz gerçekten bu mesleği meslektaş gibi yapıyorsanız her şeyi yazabiliyorsunuz. Anadolu basının sorunlarının çok olması maddiyata dayanıyor, ya belediyenin sırtına dayanmak durumundasınız ya da kurum ve kuruluşlara. İşte sorunlar çözüldüğü zaman özgürlük her geçen gün yükselir ve yükselecektir. Anadolu basınının özgürlük konusunda çok büyük bir sıkıntısının olduğuna inanmıyorum ama yaygın basın maalesef talimatla gazetecilik yaptığı için onların özgürlüğe ihtiyacı yok, orada nedir işte muhalif olan meslektaşlarımıza basın özgürlüğü yönünden bir baskı var biliyorsunuz birçok arkadaşımız işte bir tweet attı diye hemen tutup içeriye atılıyor yaygın basında. Anadolu basını biraz daha rahat diye düşünüyorum.