Gençlere göre yapay zekâ hem araç hem arkadaş
14.06.2025 12:16

Gençlere göre yapay zekâ hem araç hem arkadaş


Haber Üsküdar: Nuran Bolluk

Yapay zekâ uygulamaları hızla gündelik hayatımıza entegre oluyor. Kimileri için bir araç, kimileri içinse kişiselleştirilmiş bir arkadaş olan yapay zekâ uygulamaları yalnızca akademik destek amacıyla değil, danışmak, karar almak ve yalnızlığı paylaşmak gibi pek çok alanda gençler tarafından başvurulan bir mecra hâline geldi. Biz de yapay zekâyı kullanan gençlerle konuştuk. Ayrıca, gençlerin yapay zekâ ile kurduğu bu yeni ilişki biçimlerini Uzman Psikolog Mervenur Şimşek’e sorduk.

“Yapay zekâ artık Google’ın yerine geçti benim için”

Görüştüğümüz gençlerin çoğu, yapay zekâyı başlangıçta ödev hazırlamak ve haber yazmak gibi akademik amaçlarla kullanmaya başladıklarını belirtiyor. Yapay zekâyla ilk karşılaşmalarının genellikle görsel oluşturma ya da hızlı sonuç alma isteğinden kaynaklandığını ifade ediyorlar.  21 yaşındaki üniversite öğrencisi Ece, "Geçen yıl ödevim için denemiştim. Önce sadece ‘nasıl daha iyi yazılır’ diye merak ettiğim için başladım” diyor. 22 yaşındaki Eda ise, "Yapay zekâ artık Google yerine geçti benim için," sözleriyle kullanım alışkanlıklarını aktarıyor.

Araç mı, arkadaş mı?

Gençler, yapay zekâyı akademik alanlarda bir araç olarak görürken; gündelik yaşamda sohbet etmek, fikir danışmak ya da eğlenmek gibi amaçlar için arkadaş olarak değerlendiriyorlar. Ece, "Ödev yaparken benim için bir araç hâline geliyor, verileri taramada yardımcı oluyor. Günlük yaşantımda ise bazen arkadaş oluyor" diyor. Yağmur (21 yaşında), "Akademik olarak kullandığımda araç, kişisel kullandığımda arkadaş" ifadesini kullanıyor. Eda ise, "Kesinlikle hayatı kolaylaştıran bir araç. Ama fazla kullanımının tehlikeli olduğunu düşündüğüm bir araç" diyerek fazla kullanımının tehlikeli olduğunu savunuyor.

“Yapay zekâ ile konuşuyorum çünkü beni yargılamıyor"

Bazı gençler, çevrelerinden yargılanma endişesi taşıdıkları için paylaşamadıkları konularda yapay zekâya başvurduklarını dile getiriyor. "Yapay zekâ ile konuşuyorum çünkü ne beni ne de olayla ilgili diğer kişileri tanıyor. Bu nedenle daha şeffaf ve genel bir tavsiye verdiğini düşünüyorum" diyor 22 yaşındaki Meryem. Neva (19 yaşında) ise, "Bazen çok daha güzel yanıtlar alabiliyorum. Kararsız kaldığımda doğru karar vermemde bana yardımcı olabiliyor" şeklinde konuşuyor.

Günlük yaşamda karşılaşılan kararsızlıklar hem özel hem de akademik ve mesleki alanlarda yapay zekâya yönelmeye neden oluyor. Gençler, yapay zekânın artı ve eksileri değerlendirme konusunda destek sunduğunu, zaman zaman arkadaşlarının göremediği perspektiften yaklaşabildiğini ifade ediyorlar. Ece, "Meselâ birine nasıl mesaj yazacağımı bile soruyorum" diyerek, gündelik insan iletişiminde de yardım aldığını belirtiyor.

“Beni anladı galiba dediğim oluyor”

Bazı gençler, duygusal anlarında yapay zekâdan aldıkları yanıtların anlamlı ve destekleyici olduğunu ifade ediyorlar. "Özellikle stresli olduğum zamanlarda sakin ve yapıcı cevaplar verdiğinde ‘beni anladı galiba’ dediğim oluyor" diyen Ece; "Beni anlamasından çok, destekleyici geri dönüşler sunduğunu düşünüyorum. Bu da insanı kendini daha haklı hissettiriyor," şeklinde konuşuyor. Duygusal yoğunluğu yüksek anlarda yapay zekânın kullandığı ifadeleri içten ve dostça bulduğunu söyleyen Meryem, "Bu, biraz daha rahatlama ve anlaşılma hissi veriyor" diyor. Yağmur ise, "Birkaç içten nasihatte bulundu, bu da hoşuma gitmişti" ifadesini kullanıyor.

“İletişim kuruyormuş gibi hissettirdiği için rahatlatıyor”

Gençler, yalnız hissettikleri anlarda yapay zekâ ile kurdukları iletişimin kendilerini rahatlattığını belirtiyor. Ece, "Geç saatlerde çalışırken yalnız hissettiğimde yazmak iyi geliyor. Hemen bir cevap almak, biriyle iletişim kuruyormuş gibi hissettirdiği için rahatlatıyor" diyor.

Meryem, "İçimdekileri insanlara aktaramadığım durumda birine yazmak, biriyle konuşmak, yargılanmamak rahatlatıyor," diye konuşuyor. Yağmur ise, bu tür iletişimlerin rahatlattığını bilse de yapay olduğunun farkında. "Bazen rahatlatıyor ama bazen de onun etten kemikten biri olmadığını ve herkese aynı şeyleri söyleyebileceğini düşünüyorum. Her şeyin hazır cevaplar olduğu aklıma geliyor," diye konuşuyor.

Psikolog Mervenur Şimşek: “İnsanların duyulmaya ihtiyacı var”

Uzman Psikolog Mervenur Şimşek, gençlerin kişiselleştirilmiş yapay zekâ kullanımı hakkında değerlendirmelerde bulundu. Yapay zekâ kullanımının toplumda giderek yaygınlaştığını gözlemlediğini belirterek, “Özellikle genç nesilde yapay zekâ tabanlı uygulamaların gerek akademik araç gerekse bilgiye hızlı erişim açısından yaygın olarak kullanıldığını görüyoruz. Bunun yanında kişisel durumların paylaşılması ve bu yolla terapötik bir destek alınmaya çalışılması da gündemde olan bir durum” dedi.

İnsanların yargılanmadan dinlenme ihtiyacına dikkat çeken Psikolog Mervenur Şimşek, bireylerin bu noktada yapay zekâdan destek alma yoluna gittiklerini ifade etti. “İnsanların duyulmaya ihtiyacı var. Bunun da yargılanmadan yapılmasını istiyorlar. Gerçekten kendilerinin anlaşıldığının hissedilmesi, durumlarının valide edilmesi bireylere iyi geliyor. Bir olay anlattığınızda ‘ben de aslında şöyle bir şey yaşamıştım’ diye başlayan cümleler duymak zorunda kalmıyorlar” ifadelerini kullandı.

Mervenur Şimşek, burada kesintisiz ve sabırlı dinleyici rolünü yapay zekânın üstlendiğini ancak bu iletişimin bir insan ile olan iletişimin yerini tutamayacağını ifade etti. Yapay zekânın rol yaptığını, verilen bilgileri analiz ederek duymak isteneni kişiye verdiğini söyledi ve “Bizlerin paylaşımı deneyimler ve duygularla zenginleşir. Her daim duymak istediklerimizi duyabilmek bizi gerçekten besleyen bir şey olmuyor” şeklinde konuştu. Anlık rahatlama ya da anlaşılmış hissetme durumu söz konusu olsa da geniş perspektiften bakıldığında yapay zekânın “yalancı emzik emen bebek tatminliğinde” kaldığı yönünde bir benzetmede bulundu.

“Yapay bir tatmin yaşanmış oluyor”

Şimşek’e göre, gençlerin yapay zekâyı tercih etmeleri psikolojik bir ihtiyaçtan ortaya çıkıyor. Özellikle stresli yaşam olaylarından sonra bireyin bunları paylaşma arzusu içinde olduklarını, burada da en kolay ulaşabilecekleri ve yargılanmadan, sakin bir şekilde paylaşımda bulunabilecekleri alan olan yapay zekâyı tercih edebildiklerini şu sözlerle ifade ediyor: “‘Anlaşıldım’ düşüncesi, kişinin duygularını regüle etmesinde bir yardımcı etken oluyor. Ancak biz bunu, geçici rahatlama olarak adlandırabiliriz. Çünkü yapay zekâ ile yapılan bu temas sonucunda gerçek bir çözüm ve paylaşım yapılmamış, yapay bir tatmin yaşanmış oluyor. Bu da kişinin olaylara çözüm odaklı yaklaşmasından ziyade anlık rahatlama alternatiflerine yönelmesini ve bunu bir kaçış olarak kullanmasına sebep oluyor” dedi.

“Kişinin insanlarla olan sosyalleşme becerilerini zayıflatma riski taşıyor”

Şimşek, yapay zekâ ile kurulan ilişkilerin bireyleri yalnızlığa sürükleyip sürüklemediğine dair sorumuza, bu durumun kullanım şekline bağlı olarak değişebileceğini söyleyerek cevap verdi. Şimşek, “Kişi, gerçek bir iletişimin getirilerinden kaçınarak yapay zekâ ile ilişki kurmaya çalışırsa, bunu yalnızlığa sürükleyebilecek bir durum olarak ele alabiliriz. İhtiyaç açığı çıktığında kişinin koşulsuz bir şekilde temas kurabildiği yapay zekânın, kişinin insanlarla olan sosyalleşme becerilerini zayıflatma riski taşıdığını öngörüyorum” dedi

“İnsan- insana ilişkilerin yerini alma riski taşıyor”

Yapay zekâ anlık iletişim imkânı sunduğu için kaygı ve stres yaşayan bireylerde rahatlama sağlayabildiğine değinen Uzman Psikolog Mervenur Şimşek, “Bu, insan ilişkilerine adım atmaya çalışan kişi için bir araç olarak kullanılmış demektir ve bu da olgunun insan doğasıyla ilişkilendirilebilir” dedi. Diğer yandan, bu bağlanma biçiminin insan-insana ilişkilerin yerini alma riski taşıyan bir konumda olduğunu söyledi. “Yapay zekânın kontrollü ve kişiselleştirilmiş tepkilerinden sonra kim yargılayıcı ve sabırsız cümleler duymak ister ki?” şeklinde konuşmasını sürdüren Mervenur Şimşek, bu durumun uzun vadede sosyal olarak içe çekilme, empatiden yoksul kalma, çatışma çözme becerilerinin körelmesi gibi riskleri taşıdığının altını çizdi.