
DEEPFAKE: Gerçeklik sahte, mağduriyet gerçek
Haber Üsküdar: Yusuf Emir Şahin
Gelişen yapay zekâ teknolojileriyle birlikte hayatımıza giren "deepfake" (derin sahtecilik) videolar ve sesler, eğlence dünyasından güvenlik tehditlerine kadar birçok alanda etkisini hissettirmeye başladı. Bu teknolojinin yanlış ellere geçtiğinde yaratabileceği yıkımın boyutu her geçen gün daha da netleşiyor.
Deepfake; bir kişinin yüzünü, sesini veya hareketlerini başka bir kişinin yerine dijital olarak yerleştirme teknolojisi olarak biliniyor. Bu teknolojiler çoğunlukla yüz tanıma, makine öğrenmesi ve yapay zekâ algoritmalarının birleşimiyle ortaya çıkıyor. Sosyal medyada zaman zaman ünlülerin deepfake videoları eğlenceli içerik olarak paylaşılırken, aynı teknolojiyle bir kişinin itibarı da kolayca yerle bir edilebiliyor.
Bir sahte video yüzünden hayatları kararan insanlar
Deepfake’in en yıkıcı etkilerinden biri, kişilerin rızası dışında üretilen içeriklerle hayatlarının kararıyor olması. Özellikle kadınlar bu sahte videolarla hedef alınıyor. Bu tür içerikler bazen intikam amacıyla, bazen de tamamen eğlence uğruna hazırlanıyor. Ancak sonuç, çoğu zaman utanç, korku ve ciddi psikolojik travmalar oluyor. Türkiye'de de bu tür vakalar artmaya başladı. Yapılan araştırmalara göre, deepfake videolarının yüzde 90’ından fazlası kadınlara yönelik ve cinsel içerikli. Bu durum, dijital şiddetin yeni ve en tehlikeli boyutunu ortaya koyuyor.
Mağdurun gözünden: Elif’in hikâyesi
Elif Y. 26 yaşında, İstanbul’da yaşıyor. Deepfake video mağduru konumunda olduğu için kimliğini gizledik. Bize yaşadıklarını tek tek anlattı.
Deepfake mağduru olduğunu nasıl fark ettiniz?
Bir sabah arkadaşımın mesajıyla uyandım. “Bu videodaki sen misin?” diye bir bağlantı gönderdi. Tıkladığımda, benim yüzümle oluşturulmuş, cinsel içerikli bir video gördüm. Görüntü bana aitti ama hiçbir zaman böyle bir video çekmedim. O an bacaklarımın bağı çözüldü.
İlk tepkiniz ne oldu?
Panikledim. Kalbim yerinden çıkacak gibiydi. Ailem, iş arkadaşlarım görürse ne olur diye düşündüm. Hemen videoyu kaldırtmaya çalıştım ama internet öyle bir yer ki bir içerik yayıldı mı, tamamen silmek neredeyse imkânsız.
Bu süreçte hukuki yollara başvurdunuz mu?
Evet, avukat tuttum ve savcılığa suç duyurusunda bulundum. Uzmanlar bu videonun deepfake olduğunu doğruladı ama failin kim olduğu hâlâ bulunamadı. Süreç çok yavaş ilerliyor. Maalesef bu konuda Türkiye’de hâlâ yeterli bir düzenleme yok. Sürecin yavaş ilerlemesi hayatımı olumsuz etkiliyor ancak bu sürecin hızlanmasını ummak dışında elimden hiçbir şey gelmiyor.
Bu olay özel hayatınızı nasıl etkiledi?
Bir süre işe gidemedim. İnsanların yüzüme nasıl baktığını düşünmek bile beni perişan etti. Sosyal medyadan tehdit mesajları aldım. Ailem çok destek oldu ama hâlâ psikolojik destek alıyorum. Güven duygum tamamen sarsıldı. İnsanları inandıramamak bu süreçte beni çok yaraladı. Yapmadığım bir eylemi yapmış gibi lanse edenler yüzünden toplum içine çıkamaz oldum. Şu anda yavaş yavaş bu durumu yenmeye başladım her geçen gün daha iyiye giden bir ruh halim var. Zamanla bu durum daha da iyileşecek inanıyorum.
Başka insanlara ne söylemek istersiniz?
Kimse “Benim başıma gelmez” demesin. Sadece bir fotoğrafınız bile bu tür içeriklerde kullanılabiliyor. Lütfen farkındalık yaratın, sesinizi çıkarın ve gerekiyorsa hukuki destek alın. Bu bir utanç değil; utanması gerekenler, bunu yapanlar.
Teknoloji değil, kullanım biçimi tehlikeli
Deepfake teknolojisi, sinema, eğitim, oyun ve sanat alanlarında yararlı amaçlarla da kullanılabiliyor. Kötüye kullanımı engellemek için yasal düzenlemeler, toplumsal farkındalık ve teknoloji şirketlerinin daha sıkı güvenlik önlemleri almaları şart. Türkiye'de henüz deepfake özelinde düzenlenmiş açık bir yasa bulunmasa da kişilik haklarını ihlâl eden içerikler Türk Ceza Kanunu’na göre cezalandırılabiliyor. Ancak uzmanlar, hızla gelişen bu teknolojiye karşı daha güncel ve spesifik yasaların gerekliliğine dikkat çekiyor.
Gördüğünüze hemen inanmayın
Deepfake videolar, dijital çağın en büyük güvenlik ve etik sorunlarından biri haline geldi. Elif gibi birçok kişi, bu teknolojinin karanlık yüzüyle karşı karşıya geliyor. Bu nedenle, gördüğünüz her içeriğe hemen inanmak yerine, kaynağını sorgulamak ve dijital farkındalık geliştirmek her zamankinden daha önemli. Dijital mecraların hayatı kolaylaştırmak gibi faydaları yanında kötülüklere sürüklemek gibi olumsuz etkileri olduğunu da bilmemiz ve ona göre davranmamız gerekir.