“Teknoloji öğretmenin rolünü rehberlik eden bir konuma taşıyor”

Röportaj: İrem Dudu Ünal

BM Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerinden “Nitelikli Eğitim” kapsamında ilkokul öğretmeni Yılmaz Sevinç ile bir röportaj gerçekleştirdim ve eğitimde teknoloji kullanımına ve etkilerine dair sorular sordum.

Öncelikle kendinizi tanıtır mısınız?

Ben Yılmaz Sevinç, ilkokul öğretmeniyim. 1995 yılında öğretmenliğe başladım ve otuz yıldır bu mesleği sürdürüyorum.

Öğretmenliğe başladığınız yıllarda sınıflarda teknoloji kullanımı nasıldı?

Öğretmenliğe başladığım yıllarda teknolojik olanaklarımız yoktu. Öğretim tamamen geleneksel yöntemlerle, tahtayla, kitapla ve defterle yürütülüyordu. Görsel veya dijital araçlar neredeyse hiç kullanılmazdı.

Günümüzde derslerde hangi teknolojik araçları kullanıyorsunuz?

Şu anda derslerde akıllı tahta ve projeksiyon cihazı kullanıyoruz. Bunlarla bazen slayt paylaşımları, bazen eğitim videoları, bazen de coğrafi haritaları görsel olarak öğrencilere sunuyoruz. Böylece dersler daha ilgi çekici hale geliyor.

Teknolojinin öğrencilerin öğrenme sürecine nasıl bir katkısı olduğunu düşünüyorsunuz?

Öğrenme herkes için aynı şekilde gerçekleşmez; işitsel, görsel ve kinestetik (hareketsel) olmak üzere farklı öğrenme biçimleri vardır. Teknolojinin özellikle öğrencilerin görsel zekâsına hitap ettiğini düşünüyorum. Bir konunun videoyla anlatıldığında öğrenciler için daha akılda kalıcı olduğunu sık sık gözlemliyorum.

Teknoloji sizce öğrencilerde dikkat dağınıklığına neden olabiliyor mu?

Evet, özellikle telefon ve tablet gibi cihazların uzun süreli kullanımı öğrencilerde konsantrasyon bozukluğu ve dikkat eksikliğine yol açabiliyor. Bu durum, öğrencilerin derse odaklanma sürelerini kısaltıyor.

Teknolojinin öğretmenin rolünü nasıl değiştirdiğini düşünüyorsunuz?

Teknoloji, öğretmenin dersteki aktif olma süresini azalttı diyebilirim. Artık öğrenciler öğretmene bağımlı olmadan bilgiye ulaşabiliyor. Bu durum öğretmenin rolünü bilgi aktaran değil, rehberlik eden bir konuma taşıyor.

Teknolojinin öğrencilerin sosyal ilişkileri üzerindeki etkisi nedir?

Teknoloji, öğrencilerin sosyalleşmesini kısıtlayabiliyor. Özellikle sanal oyunlar ve çevrimiçi etkinlikler, fiziksel oyunların yerini aldı. Bu da bazı öğrencilerin daha içe dönük hale gelmesine neden oluyor.

Teknolojiyi sınıfta verimli kullanmak için nasıl bir yol izliyorsunuz?

Akıllı tahtada konuyla ilgili videolar ve slaytlar açarak öğrenmeyi somutlaştırmayı hedefliyorum. Böylece dersler sadece işitsel olmaktan çıkıp görsel ve etkileşimli hale geliyor. Ayrıca zaman zaman teknolojik araçlarla oyunlar oynayarak öğrenmeyi eğlenceli bir sürece dönüştürüyorum.

Velilerin teknoloji kullanımına yaklaşımını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Veliler genel olarak sınıf içi öğretimde teknolojik kaynak kullanımını destekliyorlar. Günümüzde teknolojik yöntemlerin hem pratik hem de öğrenciler için anlaşılır olduğunun farkındalar. Hatta bazen biz öğretmenlere yeni kaynak öneren veliler bile oluyor. Bu da sınıf ortamına olumlu katkı sağlıyor.

 Son olarak, velilere ve öğrencilere teknoloji kullanımı konusunda önerileriniz nelerdir?

Velilerin çocuklarının eğitim sürecinde aktif rol alması çok önemli. Öğrenciyi teknolojik kaynaklarla baş başa bırakmak yerine birlikte zaman geçirmek hem öğrenmeyi destekler hem de aile bağlarını güçlendirir. Bilgiye erişim artık çok kolay, ancak en değerli öğrenme çoğu zaman aile içi iletişimle gerçekleşir.