Kunduracı İsmail Demirbaş: Mesleğin son askerleriyiz
Haber Üsküdar-Sema Vanlı
Eskilerin başarılı mesleği olan ayakkabıcılık, diğer adıyla kunduracılık, günümüz tüketim çağında fabrikasyon ayakkabılara karşı varoluşunu sürdürmeye çalışıyor. Günümüzde mesleğin geldiği durumu ve yaşanan sıkıntıları Samsun’da 35 yıldır kunduracılık yapan İsmail Demirbaş’a sorduk.
İsmail bey sizi tanıyabilir miyiz? Mesleğe nasıl başladınız?
35 yıldır Samsun’da Demirbaş Kundura olarak 3 kardeşim ile beraber hizmet veriyoruz. Mesleğimizi babamızdan devraldık, ona da babasından kalmış. Kardeşlerim ilkokuldan sonra başladılar ben de liseyi bitirdikten sonra katıldım. O zamanlar baba mesleğini sürdürmek önemliydi.
Eskiye göre müşterilerinizde ne gibi değişiklikler var? Örneğin ayakkabı tamirini yaptıranlar azaldı mı?
Çok azaldı. Deri ayakkabı giymenin çok değerli olduğu bir dönemde büyüdük ve mesleği öğrendik. İnsanların ayakkabılarını her akşam evde boyadığı dönemdi (gülüyor). İnsanlar giydiklerini senelerce kullanmak için özen gösterirlerdi. Terziler ve biz kunduracılar çok yoğun çalışırdık. Şimdi ise modanın çok hızlı değiştiği fabrikasyon ve ucuz ürünler mevcut. Özellikle gençler tamire para vermek yerine yenisini almayı tercih ediyorlar.
Sadece tamir mi yapıyordunuz?
Eskiden tamir dışında özel siparişlerimiz çoktu. Samsun’da Çarşamba Ayakkabısı meşhurdur. Sadece bu ayakkabının siparişine yetişemediğimiz dönemlerimiz oldu. Şimdi yok denecek kadar az, özel siparişleri de ayağı sorunlu olanlar için yapıyoruz.
El emeği bir iş yapıyorsunuz, eskiye göre iş gücünüz de azaldı mı? Makineler hayatınızı kolaylaştırdı mı ve siz bu süreçte nasıl değiştiniz?
İş gücümüz tabii ki azaldı, teknoloji çok etkili değil, yenilik yok, sadece güçlü yapıştırıcılar çıktı, mevcut makineler var. Markalara hizmet veriyoruz ama yine de emeğimizin karşılığını kazandığımızı söyleyemeyiz.
Size göre bu meslek 50 yıl sonra olacak mı?
Eskiden 8-10 kişi çalışıyorduk, şimdi 3 kişiyiz. Babamızdan devraldığımız mesleğimizi çocuklarımıza bırakamayacağız, çünkü onların hedefleri ve hayalleri başka. İş alanları çeşitlendiği için istediğimiz gibi çıraklar da yetiştiremiyoruz ve maalesef mesleği sevdiremiyoruz. Teknoloji hızlı gelişiyor, insanlar birçok şeye çabuk ulaşıyor ve çabuk sıkılıyor. Bunları düşündükçe mesleğin son askerleri olduğumuzu düşünüyorum.