Yoklukla mücadeleyle ve hayvancılıkla geçen bir ömür
Haber-Fotoğraf: Ahmet Can Aras
Konya’nın bir köyünde kara kışın zor şartları, yoklukla yoğrulmuş bir yaşamı beraberinde getiriyordu. Sadullah Acar çocukluğunu şekillendiren bu zorlu günleri, “Ayağımızda kara lastik, soframızda bulgur pilavı… Başka bir şey bilmezdik. O günlerin yokluğu bize sabrı öğretti” diyerek hüzün ve gururla dile getiriyor. Çocukluğunun geçtiği Konya’nın bir köyünde yaşadığı zorlukları anlatırken gözlerinde hüzünle karışan bir gurur beliriyor. O yılları, “Ayağımızda kara lastik, soframızda bulgur pilavı… Başka bir şey bilmezdik. O günlerin yokluğu bize sabrı öğretti” diyerek özetliyor.
Köyde yaşamın zorluğunu dile getirirken, “Kışın yollar kardan kapanırdı. Hayvanları suya götürmek için saatlerce yürürdük. Bulgur pilavı bulduğumuzda kendimizi şanslı sayardık. Bayat ekmek için bile beklerdik. Ayakkabı mı? Kara lastiklerimiz yırtıldığında tamir ettirir, tekrar giyerdik” diyor. Yokluk, yalnızca maddi değil manevi olarak da sınavlarla dolu bir çocukluk yaşatmış ona. “Her şeyden mahrumduk ama paylaşmayı bilirdik” diye ekliyor: “Düğünlerde su böreği olurdu, bir tatlı yemek için dört gözle düğün beklerdik. Tatlı nedir, bilmezdik”.
“Her zorluk bir sabırdır”
Gençlik yılları tarlalarda ve hayvanların peşinde geçmiş. Öküzle tarla sürmek, dağlarda koyun otlatmak onun için sıradan işler olmuş. Ancak Acar, o günlere dair şikâyet etmek yerine, o zamanların kendisine kattıklarını önemsiyor: “Her zorluk bir sabırdır” diyor. Köyde yaşamın daha da zor hale gelmesiyle, genç yaşta İstanbul’a göç etmeye karar vermiş. Bu karar, onun hayatında yeni bir sayfa açmış ancak mücadele bitmemiş.
“O günler bana her şeyin değerini öğretti”
İstanbul’da hayatını sıfırdan inşa etmeye başlamış. İlk işi amelelik olmuş. Zorlu koşulları anlatırken, “Kömür bulamadık, odun bulamadık. Ama çocuklarım aç kalmasın diye ne gerekiyorsa yaptım. Yemedim, yedirdim” diyerek anlatıyor. Ailesine daha iyi bir yaşam sunmanın gururunu taşıyor: “Çocuklarım benim çektiğim zorlukları çekmesin diye elimden geleni yaptım. Şimdi geriye dönüp baktığımda, o günler bana her şeyin değerini öğretti”.
Emeğin ve sabrın değerini anlamak
Anlattıklarıyla, adeta yoklukla yoğrulmuş bir hayatın hikayesini gözler önüne seriyor. Gençlere de bir mesajı var: “Gençler şimdi ekmek bayatsa yemez. Ama biz o bayat ekmeği bile bulamadığımız günleri gördük. O günler bize emeğin ve sabrın ne demek olduğunu öğretti”. Onun kara lastikli günleri, sadece geçmişin değil, sabırla ve emekle şekillenen bir hayatın aynası. Bugün 73 yaşında olan Sadullah Acar’ın hayatı, her zorluğun içinde bir ders barındırdığını kanıtlıyor.