Prof. Dr. Tayfun Uzbay Haber Global'de Koronavirüs sürecini değerlendirdi
30.04.2020 14:43

Prof. Dr. Tayfun Uzbay Haber Global'de Koronavirüs sürecini değerlendirdi


Haber Üsküdar - İzel Çelik

Üsküdar Üniversitesi Rektör Danışmanı Prof. Dr. Tayfun Uzbay, Haber Global’de yayımlanan Erhan Ertürk’ün sunduğu Müzakere programında canlı yayın konuğu oldu. Tayfun Uzbay, Koronavirüs, tedavisi ve güncel gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Üsküdar Üniversitesi Rektör Danışmanı ve Tıp Fakültesi Dahili Tıp Bilimleri Bölüm Başkanı Prof. Dr. Tayfun Uzbay, bilgi ve tecrübelerinden hareketle Koronavirüs ile ilgili gözlemlerini aktardı.

"Salgında iniş sürecine girdik"

Türkiye’deki vaka sayıları ile ilgili bir azalmanın açıkça görüldüğünü vurgulayan Prof. Dr. Tayfun Uzbay, salgının seyriyle ilgili şunları söyledi: “Bir iniş sürecine girdik gibi görünüyor ancak daha net konuşabilmek için hafta sonuna kadar beklememiz gerekiyor. Bu inişin istikrarlı bir iniş olduğunu görmeliyiz. Birçok kişi farkında olmadan Koronavirüsü geçirdi ancak bu sayıyı bilmiyoruz. Bu kişilerden ne kadarının taşıyıcı olduğuna ilişkin elimizde sayısal bir veri yok. Önümüzde Ramazan Bayramı var. Sürece daha da dikkat etmeliyiz. Rehavete kapılmamalıyız. Yüzde iki-üç arasında bir ölüm oranımız var. Bunu başarı olarak görüyorum. Bu durumu alınan tedbirler ve sağlık çalışanlarının özverili çalışmalarına borçluyuz.”

“Sonbahara kadar aşıyı üretebileceğimizi düşünüyorum”

Tüm dünyada devam eden aşı çalışmalarıyla ilgili de yorumlarda bulunan Uzbay, “En etkili ve güçlü yöntem aşı kullanılmasıdır. Pandemiyle ilgili araştırmalara baktığımda yüzde seksen oranında bir çalışma söz konusu. Bazı çalışmalar birkaç ülkenin katılımıyla gerçekleşiyor. Bizim bir avantajımız var. Bizim ülkemiz kuzey yarım kürede ve yaz geliyor. Yaz dönemi, güneş ışınları, sıcakların gelmesiyle birlikte virüs hafifleyecektir. Ancak asıl mesele sonbaharda tekrardan bir artış olabilir mi? Burada da aşı üretimi devreye giriyor. Aşı üretiminde de önemli olan aşı yüksek oranda denenip mi ortaya çıkacak yoksa az denenip mi ortaya çıkacak? Ya da aşıyı test etme imkânımız artarsa koruyuculuk oranı da aynı oranda artacak mı? Bu duruma da ülkelerin gidişatı karar verecek. Ben sonbahara kadar aşıyı üretebileceğimizi düşünüyorum ancak yarar-zarar oranı ne olacak onu merak ediyorum” dedi.

“Bu virüs aşının önemini bir kez daha gözler önüne serdi”

İlerleyen süreçlerde aşı bulanacağını ve yan etkilerinin daha sonra belli olacağını vurgulayan Uzbay, “Dünya aşı teknolojisinde gelişmiş durumda, mutlaka emniyeti yüksek bir aşı ortaya çıkacaktır. Aşının yan etkileri teknolojiye göre, gelişimine göre değişebilir. Olmayan bir aşının yan etkilerini konuşmak doğru olmaz, ancak aşı bazı insanlarda alerjik durumlara yol açabilir. Bu virüsün etkilediği yerlere bakmak lazım. Örneğin; sinir sistemini etkiliyorsa, sinir sistemine bakmak gerekir. Aşıyı uygulamaya geçtiğimizde sahada görmeliyiz. Bu virüs, diğer virüsler gibi tarihe geçebilir. Aşı karşıtlığı doğru değildir. Aşı en etkili ve ekonomik tıp alternatifidir. Aşıyı reddetmek diğer insanların hayatlarını da tehlikeye sokmaktır. Bu virüs aşının önemini bir kez daha gözler önüne sermektedir” ifadelerini kullandı.

“Bilim Kurulu’na çözüm üretme konusunda çağrıda bulunuyorum”

65 yaş üzeri bireylere uygulanan sokağa çıkma yasağının uzaması halinde birtakım sorunların ortaya çıkabileceğini ifade eden Prof.Dr. Tayfun Uzbay, “Biz şu an 65 yaş üstünü hapisle cezalandırmış durumdayız. 65 yaşın üstüne çok gidiliyor. Bu yaş grubunun daha fazla hareket etmeye, güneş ışığına, temiz havaya ihtiyacı var. Alınan önlemler onların iyilikleri için, ancak bu kişilerin kronik rahatsızlıkları var, hastaneye gidemiyor ve canları sıkılıyor. Gençler gibi bilgisayar oynayamıyor veya gençlere yönelik eğlenceler onlara hitap etmiyor. En basitinden sosyal mesafe korunarak belirli saatlerde dışarı çıkabilirler. Yürümeleri, güneş ışığı almaları ve dışarı çıkmaları onlar için bir moral olabilir. Çünkü bu süreçte ruh sağlığı da çok önemli. Virüs bittikten sonra bir takım posttravmatik stres bozuklukları ortaya çıkabilir ve dolayısıyla psikiyatristlerin yükü artabilir. Ruh sağlığının bozulması, depresyonun ortaya çıkması bir taraftan bağışıklık sistemini de olumsuz yönde etkileyen bir durumdur. Pandemiyle mücadele ederken ruh sağlığını da ihmal etmememiz gerekiyor. Bilim Kurulu’na 65 yaş grubundaki insanlar için çözüm üretme konusunda çağrıda bulunuyorum” şeklinde konuştu.