Manliftler yüksekte çalışma güvenliğini artırıyor
26.05.2025 17:08

Manliftler yüksekte çalışma güvenliğini artırıyor


Haber Üsküdar – Erhan Avşar

Bir sabah kalkarsınız, işe gitmek üzere hazırlanırsınız. Sevdiklerinizi daha gün doğmadan son kez görüp, usulca evin kapısını çekersiniz. “Aman uyanmasınlar, can parelerim” dersiniz sessizce. Karanlığın içinde, gölgenizin yola vurduğu loşlukta, şafağın ayazında yola koyulursunuz.

İşe vardığınızda, arkadaşlarınızın hazırladığı demli bir bardak çayı elinize alırsınız. Buharı hâlâ tüten çay, yüzünüze, gözlerinize sıcaklıkla savrulur. Ya nasip der ve işinizin başına geçersiniz. Yüzünüze hafif bir tebessüm konar. Aklınıza çocuklarınızın sevimli halleri gelir; o tebessüm, güne dair motivasyonunuza dönüşür. Akşam için küçük çocuğunuzun istediği bir şey gelir aklınıza. “Olsun,” dersiniz, “avans çeker, dönüşte alırım.”

O sırada bir arkadaşınız seslenir: “Hadi başlıyoruz!”

İskeleden yukarı tırmanmaya başlarsınız.

Bir yanda sabahın ayazı, bir yanda moralinize, tebessümünüze, umudunuza dair olan çocuklarınız, eviniz, hayatınız…

Eski bir sandalye, soğumamış buharı tüten bir bardak… Evde, uykusunda huzurla uyuyan çocuklar, acı acı çalan bir telefon sesiyle uyanır. O ses, artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağının habercisidir. Karanlığın çöktüğü o an, sadece bir günün değil, tüm hayatların değiştiği zamandır.

Bir sabah başlamıştı her şey; umutlarla, sevgiyle, tebessümlerle dolu… Şimdi ise geride kalanlar, o eski sandalyeye yaslanırken, kaybettiklerinin acısını derinden hissederler.

Ama bu karanlıkta bile, bir ışık var; alınacak önlemler, gösterilecek özen ve birlikte sağlanacak güvenlikle, bu acılar tekrar yaşanmayabilir. Çünkü her hayat, korumaya değerdir.

Eğer gerekli tedbirler alınmazsa, eğer yüksekte çalışanlar için güvenlik tedbirlerini almazsanız, bu hikâyenin sonu, tabutların başında ağlayan küçük çocuklar, yıkılan umutlar, ocakları sönen evler ve geride kalan umutsuz insanlar olur.

Bu bir kurmaca değil, iş kazalarında defalarca tanık olduğumuz, yürek yakan gerçeklerdir. Bunlar ihmallerin, tedbirsizliğin ve değersizleştirmenin acı sonuçlarıdır.

Türkiye'de her yıl binlerce işçi, güvensiz çalışma koşulları nedeniyle hayatını kaybediyor. Sosyal İş Güvenliği Uzmanları Derneği'nin (SOSYAL-İŞ) 2024 yılı ilk altı ay raporuna göre, 937 işçi iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi. Bu kazaların yüzde 42'si yüksekten düşme sonucu gerçekleşirken, yüzde 23'ü ise nesne çarpması nedeniyle meydana geldi. Özellikle inşaat sektöründe yaşanan ölümlerin yüzde 67'si, yeterli güvenlik önlemi alınmadan yapılan yüksekte çalışmalardan kaynaklanıyor.

İşte Çarpıcı Rakamlar
- Türkiye'de her gün ortalama 5 işçi yüksekten düşerek hayatını kaybediyor
- İş kazalarının yüzde 65'i güvenlik önlemleriyle önlenebilir durumda
- Personel yükseltici platform kullanımı iş kazalarını yüzde 89 oranında azaltıyor
- Avrupa'da 100 bin çalışana 64 platform düşerken Türkiye'de bu sayı sadece 32

Personel yükseltici platformlar (manliftler) bu acı tabloyu değiştirebilecek en kritik çözümlerden biri olarak öne çıkıyor. Ancak Türkiye'de bu makinelerin kullanımı, Avrupa'nın çok gerisinde. Peki, bu platformlar iş kazalarını nasıl önleyebilir? Uzmanlar ne diyor? Platformder Yönetim Kurulu Başkanı Saruhan Günaydın ve Sineboom Türkiye Satış Müdürü İsmail Çiçek ile yüksekte güvenli çalışmanın geleceğini konuştuk.

  

Personel yükseltici platformların iş kazalarını bu denli azaltmasının ardında yatan sebepler neler?

Saruhan Günaydın: "Avrupa'da her 100 bin kişiye 64 platform düşerken, Türkiye'de bu sayı 32. Oysa bu makineler, düşme riskini neredeyse sıfıra indiriyor. İstanbul Havalimanı'nda 3 bine yakın platform kullanıldı ve ciddi bir kaza yaşanmadı. Bu, doğru ekipmanın ne kadar hayat kurtarıcı olduğunu gösteriyor."

İsmail Çiçek: "Modern manliftler artık son derece güvenli. Denge sensörleri, aşırı yük uyarı sistemleri, acil durum frenleri gibi birçok güvenlik özelliği var. Örneğin, zemin eğimini algılayarak otomatik olarak çalışmayı durdurabiliyor. Geleneksel yöntemlerde böyle bir güvenlik mümkün değil."

Peki, bu platformlar sadece güvenlik mi sağlıyor yoksa başka avantajları da var mı?

Saruhan Günaydın: "Verimlilik açısından da çok önemli katkıları var. Örneğin, bir vinç operatörünün 4 saatte yapacağı işi, manliftle donanımlı bir ekip 1 saatte tamamlayabiliyor. İstanbul Havalimanı projesinde platformlar sayesinde inşaat süresi yüzde 30 kısaldı."

İsmail Çiçek: "Maliyet avantajı da unutulmamalı. Geleneksel iskele kurulumu hem zaman alıyor hem de daha pahalı. Oysa manliftler anında kullanıma hazır ve uzun vadede daha ekonomik."

Türkiye'de personel yükseltici platform sektörü ne durumda?

Saruhan Günaydın: "Sektör son 10 yılda yüzde 742 büyüdü. 2013'te 4 bin olan makine sayısı, bugün 35 bine ulaştı. Ancak hâlâ Avrupa standartlarının çok gerisindeyiz."

Büyümenin önündeki engeller neler?

İsmail Çiçek: "En büyük sorun algı problemi. Birçok firma hala 'nasıl olsa bir şey olmaz' mantığıyla hareket ediyor. Oysa bir işçinin hayatı, hiçbir maliyet hesabına sığmaz. Diğer önemli sorun ise operatör eğitimleri."

Operatör eğitimleri konusunda neler yapılmalı?

Saruhan Günaydın: "Operatör belgelendirme sistemi şart. Ehliyet gibi zorunlu bir sertifikasyon olmalı. Platformder olarak bu konuda çalışmalar yapıyoruz. Ayrıca devlet denetimlerinin artırılması gerekiyor."

İsmail Çiçek: "Eğitimli operatör sayısı arttıkça kazaların azalacağına inanıyorum. Firmaların bu konuda daha bilinçli hareket etmesi gerekiyor."

Personel yükseltici platformların geleceğini nasıl görüyorsunuz?

Saruhan Günaydın: "Elektrikli ve çevre dostu modeller öne çıkacak. Özellikle şehir içi projelerde sessiz çalışan elektrikli modeller tercih ediliyor. Ayrıca akıllı sensör teknolojileri daha da gelişecek."

İsmail Çiçek: "Otonom sistemler gelecekte önem kazanacak. Örneğin, belirli bir yüksekliğe çıktığında otomatik olarak emniyet kemeri uyarısı veren sistemler şimdiden kullanılıyor. Yapay zekâ destekli güvenlik sistemleri de yolda."

Türkiye'nin bu sektördeki potansiyeli hakkında ne düşünüyorsunuz?

Saruhan Günaydın: "Türkiye hem kullanım hem de üretim anlamında büyük potansiyele sahip. Yerli üretim artıyor. Önümüzdeki 5 yılda sektörün iki kat büyüyeceğini öngörüyoruz."

İsmail Çiçek: "Enerji santralleri, endüstriyel tesisler ve şehir içi bakım işlerinde talep patlaması yaşanacak. Türkiye'nin bu fırsatı iyi değerlendirmesi gerekiyor."