Rojda Altıntaş: RTÜK'ün dijital haberciliğe karışması, ifade özgürlüğüne büyük darbe olur
Röportaj: Yağmur Aydın
Ana akım medyanın sustuğu, filtrelerin ve sansürün belirlediği bir habercilik düzeninde, bazı gazeteciler alternatif mecralarda seslerini duyurmaya çalışıyor. Rojda Altıntaş da o seslerden biri. Uzun yıllar anaakım medyada çalışan bir gazeteci olarak, çarpıtılan haberlerle ve görünmeyen gerçeklerle karşılaşınca rotasını YouTube’a çevirdi.
YouTube, onun için yalnızca bir platform değil; bağımsızlık, doğrudanlık ve kendi dilini kurma imkânı demek. Ama bu özgürlüğün bedeli de ağır: Yalnızlık, güvencesizlik ve hedef gösterilme riski. Rojda Altıntaş ile YouTube gazeteciliğinin artılarını ve eksilerini konuştuk.
YouTube’da gazetecilik yapmaya ne zaman ve nasıl karar verdiniz? Bu kararı almanızı sağlayan nedenler nelerdi?
Aslında karar bir anda alınmadı. Sahada, adliyede, protestolarda, cenazelerde, gece yarısı gözaltılarında haber kovalarken fark ettim ki bazı gerçekler ya hiç gösterilmiyor ya da kırpılarak, çarpıtılarak sunuluyor. O yüzden kendi mecramı kurmaya karar verdim. YouTube, bu anlamda hem özgürlük hem de doğrudan halka ulaşma imkânı sundu.
YouTube gazeteciliği ile geleneksel medyadaki gazeteciliği karşılaştırabilir misiniz? Aralarındaki benzerlik ve farklılıklar neler?
Benzer yanları, haber topluyorsun, teyit ediyorsun, sorumluluğunu alıyorsun. Farkları, geleneksel medyada patronaj ve editoryal filtre var. YouTube’da ise doğrudan izleyiciyle baş başasın. Sansür yerine algoritmayla savaşıyorsun. Ama bu savaşın bir güzelliği var: Kendi haber dilini, temposunu, vicdanını yaratabiliyorsun.
YouTube’da gazetecilik yapmanın avantaj ve dezavantajları hakkında neler söyleyebilirsiniz? En çok karşılaştığınız zorluklar neler?
Avantajı, özgürsün, anlatım senin, sınır yok. Dezavantajı, güvencen yok, yalnızsın ve çoğu zaman saldırılara, hedef göstermelere açık hale geliyorsun. Zorluk olarak, her şeyi tek başına yapman gerekiyor, kurgu, montaj, başlık seçimi, telif, güvenlik… Bazen gazeteci olmayı bırakıp teknik ekip gibi çalışıyorum.
İzleyici kitle ile etkileşiminiz oluyor mu? Canlı yayınlarda sorulara cevap veriyor musunuz? Yorumlar sizi motive mi ediyor yoksa yıpratıyor mu?
Evet, izleyiciyle bire bir ilişki kurmak en güzel tarafı. Sorulara mümkün olduğunca yanıt veriyorum. Eleştirileri de okuyorum. Elbette hakaretler, linçler oluyor ama asıl bağ kurduğum insanlar motive edici. “İyi ki sen varsın” mesajı almak, maaş almaktan daha kıymetli bazen.
YouTube’da konuşurken, yorum yaparken kendinize otosansür uyguladığınız oluyor mu?
Zorunlu hale geldi. Hem hedef gösterilme hem yasal süreçler hem de platformun politikaları otosansürü dayatıyor. Ama önemli olan, gerçeği anlatmanın yollarını bulmak. Direkt değilse metaforla, videoyla değilse yazıyla. Bir yol hep var.
Türkiye’de son yıllarda YouTube gazeteciliğinin yükselişini nasıl değerlendiriyorsunuz? Alternatif mi, tamamlayıcı mı?
Kesinlikle alternatif değil, şu an ana akımın boşalttığı alanı dolduruyor. Gençler artık televizyon izlemiyor, gazeteye güvenmiyor. YouTube, sahici bir haber alma kanalı oldu. Ama bence bu alan da zamanla denetim altına alınmaya çalışılacak. O yüzden sağlam kalemlere ihtiyaç var.
Youtube’da yayın yapan gazetecilerin RTÜK tarafından denetlenmesi gerektiğini düşünüyor musunuz?
Hayır. RTÜK gibi siyasi denetim kurumlarının dijital haberciliğe karışması, ifade özgürlüğüne büyük darbe olur. Zaten YouTube’un kendi içerik politikaları var. Ayrıca izleyici zaten çok akıllı; neyin manipülasyon, neyin gazetecilik olduğunu fark ediyor.
